8 Kasım 2007 Perşembe

ARTS AND CRAFTS VE ART NOUVEAU

19. YÜZYILDA İKİ ÖNEMLİ HAREKET: ARTS AND CRAFTS VE ART NOUVEAU


18.yy sonunda Avrupa'da endüstri devrimi gerçekleşmiştir. Endüstri devriminin ardından makine kullanımı İngiltere'de 1785-90'da buharlı makinelerle yaygınlaşmıştır. İnsan ve hayvan gücünün yerine makine gücü geçmiştir. Kırsal kesimlerden kentlere göçler başlamıştır. 18.yy sonunda İngiltere'de nüfusun çok az bir kesimi kentte yaşarken 30 yıl içinde yarısı kentli olmuştur. Tren 1825'te İngiltere'de, 1829'da Amerika'da, 1835'te Almanya'da ve 1874'te Osmanlı'da görülüyor. 1855'te ilk elektrikli telgraf, 1862'de telefon, elektrik santralleri, 1885'te motorlu taşıtlar ortaya çıkıyor. Hızlı kentleşme sonucu ortaya çıkan karışıklık strese yol açıyor.

Eski kentlerin yerine yenileri kuruluyor. Sanayi devrimiyle mekanik üretim ön plana geçiyor, el sanatları geriliyordu.Küçük dükkanların yerini fabrikalar alıyordu. Hızlı kentleşme yeni yapıların inşa edilmesini zorunlu kılıyordu. Yeni yapılarda demir kullanımı önem kazanıyordu. Endüstri yapıları dışta geleneksel görünüme sahipken içte demir kullanılan geniş bir strüktür ve mühendislik yapılarıdır. Demirle birlikte kullanılan ikinci malzeme camdır. Demir daha çok pasajlarda, sergi salonlarında, istasyonlarda kullanılırken cama konut yapılarında daha çok yer veriliyordu. Endüstri devrimi sonucu oluşan yeni kentlerde yeni planlamalar görülüyor. Kent içinde pasajlar, sergi binaları, depolar, kütüphaneler, mağazalar, gar binaları, borsa binaları, seralar, botanik bahçeleri ve köprüler gibi düzenlemelere yer veriliyor. Pasajlar yapıların arasında uzanan üstleri cam ile kaplı, duvarları mermer geçitlerdir. Demir ve camın kullanıldığı, ticaret amacıyla bir araya gelinen bu geçitlerde ışık tavandan yayılır. Paris'te düzenlenen dünya fuarlarında endüstrileşme önem kazanır. Bu fuarlarda dünya üzerinde üretilmiş malların sergilenmesi söz konusudur. "1867 Dünya fuarında anamalcı kültürün düşlerden oluşma evreni en görkemli biçimde sergilenir. İmparatorluk gücünün doruk noktasındadır. Paris moda ve lüksün başkenti olduğunu bir kez daha kanıtlar." (1). 19.yy sanatında çeşitlilik, ilerlemeler ve geriye dönüşler vardır. Arka arkaya kısa sürelerle sanatta yenilikler görülür. Koleksiyoncular, sanatçılar ve yazarlar 15.yy İtalyan sanatına ilgi duyarlar. İngiltere'de Ön-Raffaellocular adını alan bir grup doğanın yalın ve dürüst bir şekilde verilmesinden yanadır. İngiliz şiiri ve efsaneleri konu olarak alınır. Resimlerde parlaklığa ve ayrıntılarda yalınlığa dikkat ederler (2). Bu grubun sanatı Arts and Crafts hareketini de yakından etkilemiştir. İngiliz hükümeti 18.yy'dan beri sanatçılar ve zanaatçıların beraber çalışmasını desteklemiştir. 1835'te üretimde kalite ve standardı yükseltmek için bir devlet okulu kurulur. Okulda John Ruskin ve Ön-Raffaellocu sanatçılar öğretmen olarak çalışırlar. Okuldaki zanaatçılar onların görüş ve fikirlerini öğrenirler. Endüstri devrimi sonucu tekstilde ve makine kullanımındaki gelişmelerle geleneksel yöntemlerle atölyelerdeki zanaatkar çalışmaların yerini daha geniş atölyeler alır. Sanat ve zanaatı birleştirme çabaları zanaatçılara da iş imkanı sağlamıştır. İngiliz zanaatçıları tek parça üretimden kopmamış, üretimi arttırmak için dışarıdan sanatçı getirmişlerdir. Arts and Crafts hareketi İngiltere'de Ortaçağ zanaat geleneğini canlandırmaya çalışıyor. John Ruskin 1851'de bir kitap yayınlıyor. Gotiğin doğasından söz ediyor; 'İnsanın çalışmadan aldığı mutluluk ve inancın dışa vurulması'. Ruskin'in açıklamaları William Morris'i etkiliyor. 1888'te Arts and Crafts sergi grubu oluşuyor. 1860'da Morris, arkadaşı Philip Webb'in tasarladığı Kırmızı Ev'e taşınıyor. Ev sivri çatılı, gotik kemerli pencereleri ve kapıları, çitle çevrili bahçesiyle ortaçağ yapılarını andırıyor. Mobilyalar 1861'de Morris'in ortaçağ atölyesi gibi çalışan şirketinde yapılıyor. Morris iç mimarideki eşyaların fabrika üretimi sonucu olmasına karşıdır. Sanatın insan için insan tarafından yapılmasını savunuyor ve geniş kitlelere hitap etmek istiyor. Günlük kullanım üretimine estetik kaygılar ve bu konuda bilinçlenme Morris sayesinde oluyor. Atölyede günlük yaşamda kullanılabilecek her türlü eşya tasarlanıyor. Tasarımcılar Morris, Rosetti ve Edvard Jones'tur (3). Halkın sanat beğenisini yükseltmekte önemli bir rol oynuyorlar. Ortaçağ minyatürlerinin iki boyutlu yüzeysel bezemelerinden, desen ve çizimlerinden etkileniyorlar.



1856'da basılan 'Bezeme Sözlüğü' adlı kitapta ilk çağlardan o güne kadar bütün bezemelere yer verilir. "Morris'in kumaş, duvar kağıdı ve bilhassa kitaplarda eriştiği sonuçlar makine ürünleri üzerinde etkilerini süsleme açısından göstermiştir." (4). Morris makineye karşıydı. 1887'de yayınlanan 'The Aims of Art'daki denemesinde bunu dile getirmişti. Makinenin insanı çalışmaktan kurtaracağını ama el işçiliğinin güzelliğin yaratılmasında daha etkin olduğunu yazıyordu.



19.yy'ın ikinci yarısında Avrupa yakın geçmişi ve geleceğine oranla huzurlu bir ortam yaşıyordu. Ancak büyük kitlelerin beğendiği sıkıcı olmaya başlıyordu. Makineleşen kentlerde tarihsel kalıplar içinde mimari anlayış hakimdi. Gelişmeler büyük ölçüde Antik Yunan'a bağlanıyordu. Bu eğilimlere Ön-Raffaellocuların ardından Arts and Crafts hareketiyle İngiltere'den gelmişti. William Morris "Sanatın artık hiçbir kökü kalmamıştır. Sanatçılar günlük hayattan tamamıyla uzaklaşarak kendilerini eski Yunan ve Roma'ya kaptırmışlardır. Sanat da tıpkı eğitim ve özgürlük gibi yalnız birkaç kişiye ait olmamalıdır. Herkesle paylaşılmadıkça sanatın ne değeri olabilir" (5) sözleri 19.yy ikinci yarısındaki değişimleri vurgular.



19.yy'ın ikinci yarısından sonra eklektisizme ve makineleşmeye karşı çıkan Arts and Crafts hareketinin ardından 1895 - 1905 yılları arasında Avrupa'da ve Amerika'da Art Nouveau yaygınlaşmıştır. "Arts and Crafts'ın mobilyası yalınlığı ve işlevselliği ile ileride geliştirilecek akımlara ipucu vermiştir. Özellikle A.B.D.'de mobilya tasarımı ve iç mimarlık 19.yy sonlarıyla 20.yy'ın başlarında büyük oranda bu akımdan etkilenir. Arts and Crafts'ın geliştirdiği el işçiliği ideali kendisinden sonra doğan ve bir oranda muhalif bir akım olan Art Nouvea tarafından da uygulanır ve geliştirilir." 19.yy sonunda yeni dünyalara açılım oluyor; doğu dünyası, Japonya ve Çin. Art Nouveau akımının örnekleri bütün dünyada görülüyor. Bu akım geleneksel sanattan ilk kopuş olarak kabul ediliyor. "Art Nouveau terimi S. Bings'in Paris'teki dükkanından gelir. Almanya'da, 1896'da görülmeye başlayan bir gazete olan Jugendstil adı kullanılır. (7) Mimari ve dekorasyonda etkili olan bu akım İtalya'da Liberstil, İngiltere'de Style Lİberty, Amerika'da Modern Style adlarını alır. "Avrupa'da yepyeni bir form anlayışı getiren akım Viyana'da Sezession binasının girişinde okunan 'Sanata özgürlüğü her çağa kendi sanatı' sloganını ilke edinecektir. Bu akımın teoricilerinden Belçikalı Henri Van De Velde 1894'te İngiliz 'Arts and Crafts akımının hiçbir zaman ortaçağ etkisinden sıyrılamadığına değinmiş ve makinelerde bulduğu güzelliği esas almıştır. .. Demir, çelik, alüminyum, selüloit ve çimento için büyük gelecek gören Van De Velde, ev eşyalarında da kaybettiğimiz canlı, güçlü, temiz renkleri, enerjik ve kuvvetli formları, akla yakın konstrüksiyonu görmek istediğini tezyinattan kurtulan yeni İngiliz ev eşyalarını övmüştür." (8). Art Nouveau, mimaride ne yalın ne de eskiye bağlıdır. Bir geçiş üslubu niteliğindedir. Demir, bitkisel biçimde hem taşıyıcı hem süsleme öğesi olarak kullanılır. Dökme demir uzun taşıyıcı ve dekoratif anlam içeriyor… Taşıyıcı öğeler ayrı bir dekoratif öğeyle kapanmıyor. Art Nouveau uzak doğudan, botanik kitaplarından etkileniyor. Bitkisel motifler, akıcı formlar, kıvrık hatlar, çizgisel nitelik, ince ve zarif çizimler, dalgalanmalar önem kazanıyor. Bitkisel bezemenin temsilcileri İngiltere'de William Morris, Arthur H. Machmurdo, Belçika'da Henri Van De Velde ve Amerika'da Levis C. Tiffany'dir. Fransa'da Nancy okulu da bu akımın önderliğini yapmıştır. Okulun kurucusu Emile Galle mobilya tasarımları yanı sıra cam, metal işler de yapmıştır. "Sanat ticareti yapan ve Paris'te Uzakdoğu'dan ithal ettiği mobilyaları pazarlayan S: Bing ise Fransız mobilya üretiminde yeni bir çığır açmıştır. Dükkanı bir sanat merkezine dönüşürken ismini Art Nouveau-Yeni Sanat olarak değiştirmiştir." (9).

En ünlü Art Nouveau tasarımcıları hem mimar hem de mobilya tasarımcısıdırlar. Hector Guimart, Henry Van De Velde, İskoç mimar ve tasarımcı Charles Renni Mackintosh, İspanyol Antonıa Gaudi böyledir. Münih akademisini bitiren Alman Richard Riemerschmid (1868-1957) 1899 yılında müzik odası için tasarladığı Art Nouveau sandalyede düz, sade bir dizayn ve fonksiyonellik dikkat çeker. Diyagonal taraftaki kıvrılan demir çubuklar sağlamdır ve müzisyenlere serbest kol hareketi sağlar. Louis Majorelli (1859-1926)'nin Fransız firması Chicoreé için tasarladığı ceviz büfede Art Nouveau süsleme özelliklerini görmek mümkündür. Çok az olarak yer verilen bitkisel ve yaprak motifleri, kıvrımlı hatlar ve geometrik biçimler göze çarpar. Alman Michael Thonet'in 1856'da ahşabı buhar altında bükme usulünü keşfetmesi yepyeni formların ortaya çıkmasına yol açacaktır (10). Thonet'in 1859 tarihli sandalyesi eğri ahşap modelinden oluşur ve modern mobilyanın prototipini ortaya koyar. 1930'larda Thonet'in sandalyesinin üretimi bir milyona ulaşır. Le Corbusier yaptığı evlerde bu sandalyeye yer verir.

Notlar
(1) Benjamin, Walter, Pasajlar, çev: Ahmet Cemal, YKY, İstanbul, Ocak 2002, s:96
(2) Doğanın doğru olarak yansıtılmasının yanı sıra iç dünyayı da vermeye çalışırlar.
(3) Rosetti ve Edvard Jones Ön-Raffaellocu grupta yer alan sanatçılardandır.
(4) Read, Herbert, Sanat ve Endüstri, çev: Nigan Bayazıt, İ.T.Ü. Matbaası, İstanbul, 1973
(5) Kantoğlu, Filiz, Çağdaş Dizayn, Mimarlık, 41, İstanbul, Mart 1967, s:43
(6) Güven, Tülin, Mobilya'da İşlev ve Gelişen Stiller, Mobilya & Tekstil, İstanbul, Kış 1999, s:83
(7) Deusner, Nikolas, The Sources of Modern Architecture and Design, Thames and Hudson, London, 1989, s:43
(8) Kantoğlu,Filiz, a.g.e., s:44
(9) İrez, Feryal, Art Nouveau ve Art Deco Mobilyalar, Antik Dekor,64,İstanbul, Mayıs 2001-06,12, s:85
(10) Kantoğlu, Filiz, a.g.e.,s:46

NALAN YILMAZ - 16 Aralık 2002, Pazartesi, Hürriyet
agora.




3 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
sanatçı dedi ki...

Art Nouveau işlemeli bezemeli ve kıvrımlı biçimleri olan sanat eserleri yaratmaya uzak doğunun stilinden etkilenerek başlamış. Bu akımın ortaya çıkmasından yüzlerce yıl öncesinden Çin de Japonyada, Anadoluda, ipek yolunda bu sanatın doğuşunu görürüz. Avrupa bunu alıp işlemiş ve isim vermiştir. Türkçe olarak dekoratif biçim olarak, başka bir dilde başka kelimelerle karşılığı hep vardır; asırlarca bu böyle olmuştur, ancak kavramsallaşan o kadar çok sanat anlayışı olmuştur ki, bu üslup kimliksiz dolaşmamalıydı tabiki. Ancak öz itibarıyla nerden geldiğini unutmayalım. Tabiki bu dekoratif üsluba Avrupa kendi anlayışınıda katıp kavramsallaştırmıştır. Çok sevdiğim ve mimaride çokça görmek istediğim bir sanattır. Ülkesini güzelleştirmek isteyenler bu sanata önem vermeli.

sanatçı dedi ki...

Art Nouveau işlemeli bezemeli ve kıvrımlı biçimleri olan sanat eserleri yaratmaya uzak doğunun stilinden etkilenerek başlamış. Bu akımın ortaya çıkmasından yüzlerce yıl öncesinden Çin de Japonyada, Anadoluda, ipek yolunda bu sanatın doğuşunu görürüz. Avrupa bunu alıp işlemiş ve isim vermiştir. Türkçe olarak dekoratif biçim olarak, başka bir dilde başka kelimelerle karşılığı hep vardır; asırlarca bu böyle olmuştur, ancak kavramsallaşan o kadar çok sanat anlayışı olmuştur ki, bu üslup kimliksiz dolaşmamalıydı tabiki. Ancak öz itibarıyla nerden geldiğini unutmayalım. Tabiki bu dekoratif üsluba Avrupa kendi anlayışınıda katıp kavramsallaştırmıştır. Çok sevdiğim ve mimaride çokça görmek istediğim bir sanattır. Ülkesini güzelleştirmek isteyenler bu sanata önem vermeli.